Kanadlar göçmek içindir
Belki de olduğu yerlerden toplanıp,
oraya-buraya atılmış
ak-kara taşlar gibiyiz...
Ayağının altındakı ak-kara taşlar gibi...
Belki de, özgürlüye can atıp
günden-güne çırpınan
habersiz kuşlar gibiyiz,
habersiz kuşlar gibi...
Dünya adlı kafesde
her dafasında kendimize döneriz
aldığımız nefesde.
Gördüyümüz her yalanı
ne yutmayı beceririz,
ne de unutmayı...
Yumruk boyda denler olub
geçmez boğazımızdan,
öylece kala kalır ağzımızda.
Büyük bir acı gibi
bacaqlarını çekib oturur
hayat sırtımızda,
yaşam yüreyimizde,
Uçamayız...
Ne kadar istersek bile,
Şu kapı-pencereden
kaçıb kurtulamayız...
Ağlama,çocuğum,ağlama,
Elindeki şu kanadı kırılmış
kuş için de ağlama.
Birgün ölüm kendi çekicek
gözümüzden perdeni
Uyuyanlar uyanıcak,
Uyananlar uçmayı öyrendiyinde
kuşlar fısıldayıcak:
Kanadlar bu dünyadan göçmek içindir