ÇİNİN ESARETİNDEKİ UYGUR TÜRKLERİ
Avustralya merkezli düşünce kuruluşu ASPI (Australian Strategic Policy Institute) yayımladığı son araştırma, Pekin yönetiminin yüksek güvenlikli, hapishaneyi andıran tesisler inşa etmeye devam ettiğini ortaya koyuyor. Uluslararası medya veya Sivil toplum kuruluşları bu konuyu detaylı bir şekilde araştırıp görsel medyaya dökmek istiyorlar ancak Çin yönetimi zulmün yeri olan kamplarına binlerce metre öteden aramalarla ve güvenlik önlemleriyle engel oluyor. Uydu görüntüleri toplama kamplarının her geçen gün arttığını gösteriyor; ASPI ye bağlı Uluslararası Siber Politika Merkezi araştırmacıları, Doğu Türkistan'daki 380 gözaltı merkezinin yerini belirlemek ve analiz etmek için uydu görüntüleri kullandı. Kuruluş, sadece 2017'den bu yana Doğu Türkistan genelinde 400 civarında toplama kampının inşa edildiğini belirtiyor.
Toplama kampları fabrikalara yakın yerlerde inşa ediliyor; Gece görüntülerinden yararlanıldığını belirten ASPI araştırmacıları, şehirlerin dışında inşa edilen bu yapıların gece boyunca aydınlık olduğunu aktardı. Rapora göre, tesislerin birçoğu sanayi bölgelerine yakın. Bu, toplama kamplarındaki mahkûmların zorunlu çalıştırıldıklarına dair raporları da kanıtlar nitelikte. Son yayınlanan raporlarda şu ifadeler yer alıyor; "Toplama kampları genellikle fabrika kompleksi ile aynı yerde bulunuyor. Toplama kamplarının varlığını inkâr eden, Çin yönetimi, daha sonra bu tesislerin eğitim' ve 'mesleki eğitim' merkezleri olarak faaliyet gösterdiğini iddia etmişti. Ancak kamplardan kurtulmayı başaranlar, kurbanların aile üyeleri ve gizli tanık beyanları, söz konusu kamplarda keyfi gözaltılar ve siyasi asimilasyonun, insan hakları ihlallerinin, tecavüzlerin ve zorunlu çalıştırmaların yaşandığını dile getiriyor. Kamplar 2017'den bu yana sadece 2 milyon metrekareden fazla genişledi;
Sincan'ın batısında bulunan KAŞGAR şehrindeki ATUŞİ Mesleki Beceri Eğitim Uygulama Hizmet Merkezi" adı verilen kampın 2016 başındaki fotoğraflarda tek bir binanın bulunduğu çit olmayan bir sanayi tesisi olduğu görülen merkez, yeniden 2017'den itibaren genişlemeye başladı. Etrafına dikenli tel çekilen merkeze hemen hemen her ay yeni bir yurt binası eklendi. 2017 Aralık ayına gelindiğinde tesisin bulunduğu araziye 20 yeni bina yapıldı. Mart 2018'e ait resmi imar planında, 95 bin metrekarelik ilave inşaat yapılacağı ortaya konuldu. Bunun 8 bin 500 metrekaresinin "silahlı polis bölgesi" olacağı, 7 bin 600 metrekarelik alanın "öğrenciler için" ayrılacağı ve toplam bin 300 metre duvar inşa edileceği belirtildi. En güncel uydu görüntüleri, merkezin güneyindeki arsaya gözetleme kuleleri ve dikenli tellerle çevrili, ortası avlulu dev gözetim binaları kurulduğunu kanıtlıyor. Merkezin toplam genişliği bugün 150 bin metrekareye ulaşmış durumda. Bu, merkezin 2016'daki boyutundan yüzde 420 oranında genişlediği anlamına geliyor.
Bu insanlık dışı zulme Uluslararası tepkiler; Çinli insan hakları kuruluşları, Sincan'da milyonlarca Uygur'un "yeniden eğitim" gerekçesiyle toplama kamplarında tutulduğunu bir süredir uluslararası toplumun gündemine getirmeye çalışıyordu. Birleşmiş Milletler (BM) Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesinin Çin'de ayrımcılığa uğrayan topluluklarla ilgili İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlediği toplantıya katılan insan hakları kuruluşları, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yerel yöneticilerin siyasi olarak sakıncalı tutumlar içinde olduğunu iddia ettiği bireyleri siyasi eğitim merkezlerinde alıkoyduğunu öne sürmüştü. Avrupa Birliği (AB), Çin ile yapılan İnsan Hakları Diyaloğu toplantısında Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki "siyasi eğitim merkezlerinin endişe kaynağı olduğunu vurgulamıştı. Eğitim kamplarının varlığı konusunda yurt dışından gelen sert eleştirilere yanıt veren Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüleri, farklı dönemlerde defalarca bu kampların varlığını kesin bir dille yalanlayan açıklamalar yapmıştı. Pekin yönetimi söz konusu kampların "mesleki